Başlıklar:
- Koronavirüs Nedir?
- Yeni Koronavirüs (COVID-19) Nasıl Bulaşır?
- COVİD-19 Belirtileri Nelerdir?
- COVİD-19 Olası Vaka Nedir?
- COVİD-19 Kesin Vaka Nedir?
- Kimler Koronavirüs Temaslı Olarak Kabul Edilir?
- Koronavirüs Şüphesi Nasıl Ortaya Çıkar, Ne Zaman Hastaneye Gidilmeli?
- Yeni Koronavirüs Kuluçka Süresi Ne Kadardır?
- Koronavirüs Yüzeylerde Ne Kadar Kalıyor?
- Koronavirüs Hangi Yüzeylerde Kalıyor?
- Koronavirüs ile Mücadelede Yüzey Temizliği İçin Öneriler
- Yeni Koronavirüs En Çok Kimleri Etkiliyor?
- Koronavirüse Yakalanmamak İçin YAPILMAMASI Gerekenler
- Koronavirüse Yakalanmamak İçin Yapılması gerekenler
- Koronavirüs Arası Tatil Değildir
“Koronavirüs nedir?”, “Koronavirüs nasıl bulaşır?”, “Koronavirüs belirtileri nelerdir?”, “Korona virüs yüzeylerde ne kadar yaşar?”, “COVID-19 için hangi önlemler alınmalı?” gibi son dönemlerin en çok merak edilen soruların yanıtlarını sizler için bir araya getirdik.
Her şey 2019 yılının Aralık ayında başladı. Çin’in Wuhan kentinde bir virüs nedeniyle ölümlerin gerçekleşmeye başlaması haberlerde bomba etkisi yarattı. Çin’de etiyolojisi hakkında bilgi sahibi olunmayan pnömoni yani zatürre vakaları bir anda artış gösterdi. Başlangıçta Koronavirüs , ortaya çıktığı ülkenin coğrafi konumu nedeniyle bir nebze de olsa hafife alındı, ancak virüs adının hakkını verecek şekilde tüm dünyaya yayılmaya başladı. Bu süreçte hem İran’dan hem de Avrupa ülkelerinden salgın haberleri dehşetle izlendi, yine de içler rahattı; Türkiye’de henüz Korona virüs vakasına rastlanmamıştı.
Uzunca denebilecek bir süre Türkiye’de varlığı tespit edilemeyen Koronavirüs vakaları çok yakın bir zamanda beklendiği gibi 11 Mart 2020 tarihinde ortaya çıktı. Önce 1 kişide, sonra 5 kişide, sonra 18 kişide ve son olarak da 47 kişide Koronavirüs teşhis edildiği haberleri yayılmaya başlayınca virüsün yaratacağı potansiyel riskler de gündemdeki yerini aldı. Uçak seferleri iptal edildi, belediyeler etkinliklerini erteledi, okullar tatil edildi ve ülke genelinde virüs ile ilgili farkındalığın arttırılması adına çalışmalar hız kazandı.
Dünya genelindeki mevcut durum göz önünde bulundurulduğunda Koronavirüs tehlikesinin hala belirsizliğini koruduğu rahatlıkla görülüyor. Her kafadan bir ses çıkarken güvenilir mercilerden yapılan açıklamalar önem kazanıyor. Biz de bu bakış açısıyla başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere ülkemiz bakanlıkları tarafından yapılan açıklamalar doğrultusunda sizler için bu yazıyı hazırladık. İlk olarak koronavirüs hakkında bazı önemli dönüm noktalarına değinip ardından koronavirüs hakkında sık sorulan soruları yanıtlayacağız. Keyifli okumalar dileriz.
Aşağıdaki videoda canlı olarak ülke bazındaki vakaları görebilirsiniz:
Koronavirüs Önemli Dönüm Noktaları:
- 31 Aralık 2019: Çin’in Wuhan şehrinde nedeni bilinmeyen bir zatürre vakası tespit edilerek Dünya Sağlık Örgüyü ülke ofisine bildirildi.
- 30 Ocak 2020 tarihinde salgın, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Küresel Acil Durum” ilan edildi.
- 11 Şubat 2020 tarihinde Yeni Koronavirüsün yol açtığı hastalığın adı COVID – 19olarak açıklandı.
- 27 Şubat 2020 tarihinde Suudi Arabistan kovid-19 nedeniyle umre ziyaretlerini durdurdu.
- 11 Mart 2020 tarihinde Türkiye’de ilk COVID-19 vakası tespit edildi.
- 12 Mart 2020 tarihinde Coronavirus DSÖ tarafından Pandemi ilan edildi.
Koronavirüs Nedir?
İlk olarak Koronavirüs bir tür grip değildir, grip ile tek benzerliği virüs kaynaklı ortaya çıkan bir salgına neden olmasıdır. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüs başkalaşmış ve yeni koronavirüs olarak anılmaya başlanmıştır. Tıp literatürüne ise adı “COVID – 19” olarak geçmiştir.
Koronavirüs “taçlı virüs” olarak Türkçeye çevrilebilir ve adını yüzeyindeki taç şeklindeki çıkıntılardan aldığı bilinmektedir. Temel olarak Alfa, Beta, Gama ve Delta olmak üzere dört alt grubu vardır; bu alt gruplara ait de çok farklı türleri bulunur.
Şimdiye kadar yalnızca 229E(alfa), NL63(alfa), OC43(beta), HKU1(beta), MERS-CoV ve SARS-CoV tipleri insana bulaşırken 2019 yılı Aralık ayı itibarıyla bu listeye SARS-CoV2 virüsü de eklenmiş oldu. Bu virüsün yol açtığı salgın hastalık ise Dünya Sağlık Örgütü tarafından COVID-19 olarak adlandırıldı.
Yeni Koronavirüs (COVID- 19) Nasıl Bulaşır?
Yeni koronavirüs insanlardan insanlara iki temel yolla bulaşıyor. Bu yollardan ilki damlacık diğeri ise temas olarak açıklanıyor. COVİD-19 hastası olan kişiler öksürdüklerinde ya da hapşırdıklarında bulundukları ortama saçılan damlacıklar sağlıklı bireyler tarafından solunduğunda sağlıklı bireyler de enfekte olabiliyorlar.
Ek olarak hastaların bulunduğu alanlarda onların temas ettikleri yüzeylere dokunanlar da bu virüsü kapabiliyorlar. Diğer bir deyişle kalabalık ortamlarda bulunmak yeni Koronavirüs bulaşı için uygun zeminin hazırlanmasına neden oluyor. Kontamine olmuş yüzeylere dokunulduktan sonra yüz bölgesine kesinlikle temas edilmemesi gerekiyor. Yalnızca burun ya da ağza dokunmamak da COVİD-19 ile mücadele için yeterli olmuyor, kişinin kirli elleri ile gözlerine de dokunmaması önemle vurgulanıyor.
Yeni Koronavirüs bulaştığında herkeste aynı etkiye neden olmuyor. Bazı kişiler enfekte oldukları halde herhangi bir belirti göstermiyor. Bu kişiler “asemptomatik” olarak tanımlanıyor ve hasta olmadıklarını düşündükleri için tedbirsiz davranabildiklerinden hastalığın yayılma hızı giderek artıyor.
COVİD-19 Belirtileri Nelerdir?
COVİD-19 enfeksiyonu genellikle solunum sıkıntıları ile karakterizedir. Solunum semptomları, öksürük, ateş ve dispne yani nefes darlığı şikayetleri ile etkisini hissettirir. Bu belirtileri taşıyan kişilerin zaman kaybetmeden maskelerini takarak sağlık kuruluşlarına ulaşması gerekir.
Yeni Koronavirüs belirtileri konusuna girmişken bu noktada “olası vaka” ve kesin vaka” tanımlamalarına da değinmek istiyoruz.
COVİD-19 Olası Vaka Nedir?
COVİD-19 hastalığı çok hızlı yayılıyor, dünya genelinde 110’dan fazla ülkeden gelen haberler de bu gerçeği doğruluyor. Dolayısıyla bazı şikayetleri yaşayan kişilerin “olası vaka” olarak tanımlanabilmesi koronavirüsle mücadele için önem arz ediyor.
Sağlık Bakanlığı olası vaka kabul edilebilmesi için bir kişinin;
- Semptomlar başlamadan önceki 14 günlük süreçte yurt dışında bulunması ve
- Ateş, öksürük ve solunum sıkıntılarından en az 1 tanesini yaşıyor olması ve
- Klinik tablonun farklı bir şekilde açıklanamaması gibi şartlar aranıyor.
Bu şartlara ek olarak;
- Ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı şikayetlerinden en az 1 tanesini yaşayan ve
- Semptomları başlamadan önceki 14 günlük süreçte kesin COVID-19 vakası ile temas edenler de olası vaka olarak değerlendiriliyor.
Bir kişinin olası vaka sayılabilmesi için bir diğer kriter grubu da şu şekilde belirtiliyor:
- Ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı şikayetlerinden en az 1 tanesini yaşayan ve
- Klinik tablosu farklı şekilde açıklanamayan,
- Son 14 gün içerisinde yaşadığı ateş, öksürük, dispne ve hipotansiyon gibi şikayetler nedeniyle hastane yatışı gereksinimi duyulan hastalar da “olası vaka” olarak sınıflandırılıyor.
COVİD-19 Kesin Vaka Nedir?
Olası vaka sınıflandırmasına giren bireyler moleküler değerlendirmeye alınır ve testler sonucunda 2019-nCOV saptanırsa kişi “kesin vaka” statüsünde değerlendirilir. Bu noktada önemli bir hatırlatma yapmak istiyoruz, solunum yolu enfeksiyonu geçiren bireylerin moleküler incelemelerinde mevsimsel solunum yolu virüsleri bulunduğunda koronavirüs riski ortadan kalmıyor.
Olası ve kesin vaka tanımlarını verdikten sonra şimdi sizlerle bir kişinin koronavirüs “Temaslı” olarak kabul edilmesi için gerekli şartlardan bahsetmek istiyoruz.
Kimler Koronavirüs Temaslı Olarak Kabul Edilir?
Koronavirüs yüzeylere ellerle temas ve daha sonra ellerin ağız, burun ve gözlere değdirilmesi sonucunda veya damlacık solunumu ile bulaşabiliyor. Dolayısıyla bu virüsle temas edenlerin sayısı çok olabiliyor ve gerekli önlemlerin alınabilmesi adına kişilerin doğru değerlendirmesi önem taşıyor.
Kesin ya da olası vaka sınıflandırmasına giren kişilerle 1 metreden yakın mesafede herhangi bir koruma önlemi almayan;
- Sağlık çalışanları,
- Ofis paylaşan kişiler,
- Hastalarda 1 metreden yakın mesafede 15 dakikadan fazla aynı kapalı alanda bulunanlar,
- Hastalarla aynı ulaşım aracında, hastaların 2 koltuk arkasında, önünde ya da yanında oturanlar,
- Hastalarla aynı odayı veya evi paylaşanlar,
- Hastaların tükürük veya balgam gibi salgıları ile temas edenler,
- Hastalarla 1 metreden kısa mesafede yüz yüze kalanlar,
- Hastalarda minimum 15 dakika 1 metreden yakın mesafede temas kuranlar “temaslı” olarak kabul ediliyor.
Koronavirüs Şüphesi Nasıl Ortaya Çıkar, Ne Zaman Hastaneye Gidilmeli?
Korona Virüsün yol açtığı panik nedeniyle birçok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da farklı davranışlar sergilenebiliyor. Alınması gereken tedbirler hakkında bakanlıklar açıklama yapıyor, haber sitelerinden duyurular geçiyor. Kimileri “bana bir şey olmaz” diyor, kimileri “bu virüs bizim şehrimize uğramaz”. Sunulan bahaneler ile gerçeklik ise kesinlikle örtüşmüyor, yetkili kurumlar;
OLASI VAKA olarak kabul edilen (az önce şartlarını saydık) ve ateş, nefes darlığı veya öksürük şikayetlerinden en az 1 tanesini yaşayan kişilerin hastalığı bulaştırma ihtimallerine karşı cerrahi maske takarak sağlık kurumlarına başvurması gerekiyor.
Yeni Koronavirüs Kuluçka Süresi Ne Kadardır?
Yeni koronavirüs kapan kişilerin hastalık ile ilgili belirti göstermeye başladıkları süre kuluçka süresi olarak tanımlanır. COVİD-19 kuluçka süresi 14 güne kadar uzayabilmektedir. Bazı hastalarda 2. günden itibaren etkisini hissettiren virüs, bazı kişilerde 14 güne kadar herhangi bir şikayete neden olmadığı için de sosyal izolasyon oldukça önemlidir.
Koronavirüs Yüzeylerde Ne Kadar Kalıyor?
Tüm haberlerde duyuyoruz, başka kişilerin de bulunduğu ya da bulunma ihtimalinin olduğu yerlerde yüzeylere dokunulmaması veya dokunulsa dahi kesinlikle eller temizlenmeden ağız, burun ya da göz gibi yüz alanlarına temas edilmemesi gerekiyor. Çünkü karşı karşıya olduğumuz bu virüs türü yüzeylere konduğunda bulaşıcı etkisini koruyor.
Şu an için hangi materyalden üretilen yüzeylerde bu virüsün ne kadar süre kaldığı ile ilgili net bir açıklama yok. Ancak koronavirüsün yüzeylerde 2 saat ile 9 gün arasında canlı kalabildiği biliniyor.
Koronavirüs bulaşan yüzeylere temas sonucu bu virüsü kapma süresi bazı şartlar altında kısalırken bazı şartlar altında uzayabiliyor. Örneğin bağıl nem yüksekse ve bulaşıcı materyal yüzeyinde virüs miktarı çoksa Koronavirüs canlılığını daha uzun süre koruyor. Ortam ısındıkça ise etki süresi azalıyor. “Yüzeylerde ne kadar koronavirüs olabilir?” diye süreci hafife alan bir soru sorabilirsiniz ancak 1 ml balgamda 10⁸ (100 milyon) adet korona virüs bulunabiliyor.
Koronavirüs Hangi Yüzeylerde Kalıyor?
Koronavirüs hakkındaki en büyük endişelerden biri de yayılma ihtimalinin potansiyel olarak çok fazla olması. Yapısı gereği zarflı bir virüs olan SARS-CoV2 gün içerisinde temas ettiğimiz hemen hemen her eşya üzerinde bulunabilir. Özellikle:
- Ulaşım araçlarındaki tutunma yerleri,
- Metal ya da kağıt paralar,
- Kapı kolları, (araçlardakiler dahil)
- Ocak düğmeleri,
- Musluklar,
- Uzaktan kumandalar,
- Masalar,
- Sandalyeler,
- Sehpalar,
- Klozetler,
- Bilgisayarlar, tabletler, CEP TELEFONLARI gibi sık sık temas ettiğimiz eşya yüzeylerinde koronavirüs bulunma ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Koronavirüs ile Mücadelede Yüzey Temizliği İçin Öneriler
Çamaşır suyu zarlı bir yapıya sahip olan korona virüsün temizlenmesi için oldukça etkili bir çözüm olarak ön plana çıkıyor. 1:10 oranlı normal bir sulandırma yapıldığı takdirde dış yüzeylerdeki ve hatta kan bulaşlarındaki virüsler etkin bir şekilde etkisiz hale getirilebiliyor. Metal ekipmanlara zarar veren ve hazırlandıktan sonraki ilk 24 saat içerisinde kullanılması gereken su ve çamaşır suyu karışımı cilde ve mukozaya zarar verebildiği için dikkatli kullanılmalıdır.
Çamaşır suyuna ek olarak hidrojen peroksit de ekipmanların dış yüzeyleri, zemin ve duvar sterilizasyonu için kullanılabilir. Deterjan özelliğine sahip olan bu kimyasal mükemmel bir temizleme özelliğine sahiptir ve çok hızlı erki gösterir.
Yeni Koronavirüs En Çok Kimleri Etkiliyor?
Şimdiye kadar hem dünyadan gelen haberler hem de ülkemizdeki bilgiler doğrultusunda yeni koronavirüsün ileri yaş grubundaki kişileri etkilediği biliniyor. Özellikle astım, KOAH, diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları bulunan kişiler yüksek risk grubunda değerlendiriliyor. Çocuklar ise bu virüs tarafından çok etkilenmiyor, yine de temaslı olmaları halinde virüsün yayılmasına neden olabildikleri biliniyor.
Koronavirüse Yakalanmamak İçin YAPILMAMASI Gerekenler
Yapılması gerekenler dışında özellikle yapılmaması gereken konularda çok fazla önem arzetmekte:
Alkollü dezenfektanları (veya kolonya) fazla kullanmamalısınız!! Her ne kadar koronavirüse karşı öldürücü etkileri olsa da sık kullanmanız durumunda derinizin incelmesine, yaralanmalara ve virüsün ellerden direk bulaşmasına sebep olabilir. Kolonya veya başka dezenfektanla ellerinizi dezenfekte ettikten 1 dakika sonra ellerinizi suyla yıkayın ve sık kullanmanız gereken bir durum söz konusuysa krem sürün.
60 yaş üstü insanların mecbur kalmadıkça evden çıkmamaları önemlidir, verilere göre yaşın artışıyla virüsün etkisi ciddi oranda artmakta, 1000’de 1 öldürme olasılığı olan bebeklere karşın, 80 yaş üstünde bu oran %15’lere kadar artış gösterebilmekte.
Maske takmak işe yaramaz demeyin! Evet haklısınız maske virüsün bedeninize girmemesi için kesin bir çözüm değil, hatta çok fazla korumadığı da biliniyor, ancak herkes maske takmaya başlarsa, virüsü taşıyan ama haberi olmayan kişiler de maske takmış olurlar ve onların takması ciddi oranda yayılmayı engelleyecektir, yani hepimiz bu sorumluluğu üstlenmeliyiz.
Kellepaça, sarımsak, soğan, vb. gıdalar her ne kadar faydalı olsalarda virüse karşı tamamen etkisizler, bu gıdaları fazladan tüketerek korunduğunuzu düşünmeyin (normal tüketmeye devam edin), gerçekten etkisi olan önlemler almalısınız. Bir aşı bulunana kadar tek silahımız bağışıklık sistemimiz, bu nedenle yapılması gereken şey özellikle bağışıklık sitemini güçlendirmek, bununda en hızlı yolu vitaminler ve spor yapmaktır (evde spor tabi).
Koronavirüse Yakalanmamak İçin Hangi Tedbirler Alınmalı?
Salgından etkilenen tüm dünya ülkelerinin yetkilileri her platformda şunu söylüyor: “Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayın!”
Bu uyarının hem hastalığı kapmamak hem de yaymamak için mutlaka ama mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Bizim ülkemizde de 16 Mart tarihi itibariyle hükümet tarafından günlük yaşamı etkileyecek düzeyde tedbirler uygulanmaya başlandı. Sadece okulların ve üniversitelerin tatil edilmesiyle yetinilmedi, yeni tedbirler de alındı. Alınan tedbirlerin benzerleri tüm dünya tarafından da hali hazırda uygulandığı biliniyor.
81 il valiliğine gönderilen genelgede şu şartlar yer alıyor:
- 16 Mart 24:00 itibarıyla “tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları (atari, playstation vb.), her türlü kapalı çocuk oyun alanları (avm ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, spa ve spor merkezlerinin” faaliyetleri durduruldu. Faaliyetlerin ne zaman başlayacağı henüz belirsizliğini koruyor.
Sosyal izolasyon koronavirüs yayılmasının ve engellenmesinin önündeki en önemli faktör olarak kabul edilirken, bu hastalıkla mücadele etmek için yapılması gerekenler şu şekilde açıklanıyor:
- El temizliğine çok önem verilmelidir. Eller minimum 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanmalıdır. Su ve sabun erişimi olmayanlar alkol içeren el dezenfektanlar kullanmalıdır. Dışarıdan eve geldiğinde mümkün olduğunca ellerini sterilize etmeden evdeki yüzeylerle temas etmemelidir. Eller önerilen şekilde su ve sabunla temizlenmeden gözlere, burun ve ağıza kesinlikle dokunulmamalıdır.
- Öksürürken veya hapşırırken ağız ve burun tek kullanımlık mendillerle örtülmeli, mendil yoksa ağız ve burun öksürme veya hapşırma sırasında dirsek ile kapatılmalıdır. Kullanılan mendillerin yeniden kullanılmaması ve derhal atılması önemlidir.
- İnsanlar ile araya mesafe konulmalıdır. Temastan kesinlikle kaçınılmalıdır. Uzun süre görülmeyen bir tanıdık ile karşılaşılması halinde eski alışkanlıklar bırakılmalı ve temassız selamlaşılmalıdır. Sarılmak, tokalaşmak, öpüşmek ve hatta 1 metreden fazla yakınlaşmak gibi alışkanlıklar değiştirilmelidir.
- Ateş, nefes darlığı veya öksürük gibi şikayeti olanlarla temas edilmemelidir.
- Ateş, nefes darlığı veya öksürük gibi koronavirüs belirtileri taşıyan kişilerin maske takarak sağlık kurumlarına gitmesi gerekir. Bu kişilerin hastalık belirtileri gözlemledikleri takdirde hastalığı bulaştırmamak için tedbir almadan dışarıya çıkması toplum sağlığı için büyük bir tehdit oluşturabilir.
- Yeni koronavirüs ile mücadelede maske kullanımı önemlidir. Ancak cerrahi maskelerin kullanımı yalnızca hastalık belirtileri taşıyanlar için zorunlu olarak görülmelidir. Hastalık belirtileri yaşamayanların ŞU AN için yapılan açıklamalar doğrultusunda maske takmasına gerek yoktur. Haberlere yansıyan maskeli kişilerin yaptığı yanlışlar yapılmamalı, maske kullanılacaksa doğru şekilde yüze yerleştirilmeli ve bu maskenin tek kullanımlık olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Maske dikkatli bir şekilde; bükülebilir metal kısmı buruna yerleştirilerek takılmalıdır. Maske çıkarıldığında ise kulak arkasına takılan lastikli kısımlarından tutulmalı, başka kısımlarla temas etmeden çöpe atılmalıdır.
- Bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir. Sağlıklı beslenmek bu süreçte en önemli tedbirlerden biridir. Meyve, sebze ve protein ağırlıklı diyet düzeni takip edildiğinde ve tenha alanlarda 45 dakika kadar yürüyüş yapıldığında vücut direnci arttırılabilir.
- Maske kullanımı tek başına COVID-19 riskini azaltmaz. Kişilerin yukarıda saydığımız tüm önlemleri eş zamanlı olarak uygulaması gerekir.
Koronavirüs Arası Tatil Değildir
Koronavirüs nedeniyle okullar tatil edildi ve 16 Mart tarihi itibarıyla da kalabalık ortamların oluşma ihtimalinin olduğu ticari işletmeler bir süreliğine kapatıldı. Bazı kişiler için alınan tedbirlerin tatil anlamına gelmesi nedeniyle bu hastalığın dünya geneline yayıldığı düşünüldüğünde, bakış açısının değiştirilmesi gerekliliği bir kere daha ortaya çıkıyor.
Çocukların okula gitme zorunluluğunun ortadan kalkması ve bazı işyerlerinin kapatılması halkın dışarıda kalabalık ortamlarda sosyalleşebileceği anlamına gelmiyor. Hastalığın ülkemizde de yayılmasının durdurulması adına hem risk grubundaki bireylerin hem de düşük riskli olarak değerlendirilenlerin tedbirli olması gerekiyor.
Bu noktada ise sosyal mesafelendirme bir kere daha önem kazanıyor. Hastalığın yayılmasını ve etki mekanizmasını engellemek için grup toplantılarına katılım sağlamayın, kalabalık yerlerden uzak durun, mümkün olduğunca ve mecbur kalmadığınız takdirde dışarı çıkmayın, toplu taşıma araçlarında dikkatli olun, markete gittiğinizde kendinizi koruyun, bağışıklık sisteminizi ise mutlaka güçlü tutun.
Tatil dönemlerini değerlendirirken dışarıya hiç çıkmamanız gerektiği söylenmiyor, dışarıya elbette çıkabilirsiniz. Boş parklarda yürüyüş yapabilir, insanlara 1 metreden fazla yaklaşmayacak şekilde şehir merkezlerindeki işlerinizi de tamamlayabilirsiniz. Selamlaşma alışkanlıklarınızı değiştirerek, ellerinizle yüzünüze dokunmayarak, hapşırırken ya da öksürürken burnunuzu ve ağzınızı kapamalı ya da tek kullanımlık mendil kullanmalısınız.
Belki de en önemli unsur, panikten uzak kalmak olacaktır. Şu an için gerekli önlemler alındığı takdirde panik yapmak yarardan çok zarar getirecektir. Şimdiye kadar dünya genelinde binlerce kişinin ölümüne neden olan ve on binlerce kişinin sağlığını tehdit eden COVID-19; toplumsal bilinçlenme sayesinde daha çok hasar vermeden atlatılabilir. Havaların ısınmaya başlamasıyla virüsün etkisinin kaybolup kaybolmayacağı henüz net değil, bu süreçte yetkili mercilerin uyarılarına harfiyen uyulması gerekir.