Yüzyıllardır varlığını sürdüren Masonlar, kardeşlikle ilgili bir çok gizemi de korumayı başarmışlardır.
Haklarında bilinen şeyler gün geçtikçe artmaya başlasa da, Mason kardeşliği içinde gizliliğin önemi hala çok fazladır. Bilinen bir gerçek var ki; Masonlar hakkında öğrenilenler; Masonların bilinmesine izin verdikleri kadardır.
Kardeşlik mensuplarının semboller aracılığıyla gizli mesajlar ilettikleri, haberleşmek adına bu sembolleri kullandıkları kendileri tarafından da reddedilmemektedir.
Onlar için semboller, masonik değerlerin daha kalıcı olmasını sağlamakta ve kardeşlik üyeleri arasında özel bir dil oluşmasına katkıda bulunmaktadır.
Sembollerin masonlar için diğer bir önemi de, masonik felsefe yolculuğunda, kademe kademe yükselen masonların yeni bir sembolün anlamını keşfetmelerinden gelir.
Masonların kullandıkları semboller, kardeşlik üyelerini temsil etmek için kullanılan bireysel işaret ve sembollerdir.
Genellikle operatif masonlukla ilgili temel araç ve gereçleri içermektedir. Taş ve duvar ustalarının inşaatta kullandıkları aletler; spekülatif masonlukla beraber, simgesel olarak korunmuş ve mason felsefesinin dışa vurumu olarak kullanılmıştır.
MASONLUĞUN TEMEL SEMBOLLERİ
GÖNYE VE PERGEL
Pergel ve gönyenin bir arada bulunduğu bu sembol, hür masonların en çok tanınan sembolüdür. Genellikle bu sembolde, pergel ve gönyenin ortasında G harfi bulunmaktadır.
Gönyenin geometrik şekillerle birlikte kullanılması oldukça yaygın görülür; dünya ve madde ile ilişkilendirilir. Ancak pergel daha farklı bir anlama gelir, pergel; daireyi, cenneti ve ruhu simgeler.
Masonlukta da tam olarak bu şekilde kabul edilmektedir. Masonik amblemlerde gönye ve pergel bir arada bulunmaktadır; insanların davranışlarının ölçülü olması gerektiği mesajını vermekte; gönye ver pergel arasındaki ilişki insan ruhundaki dengeyi temsil etmektedir.
Gönye kişinin doğruluğunun ve dürüstlüğünün; pergel ise ölçülü davranışların simgesi olarak kullanılmaktadır.
Her ikisinin bir arada kullanıldığı durumlarda ise gönye bedenin; pergel ise ruhun simgesi olarak kabul edilmektedir.
Sembollerde gönye ve pergelin birbirine göre konumları farklılık gösterebilir. Pergelin açısı ve konumu masonların dereceleri hakkında bilgi vermektedir.
Çırak seviyesinde kullanılan gönye ve pergel sembolünde, mason henüz manevi olarak güçlenmediği ve maddi dünyaya daha çok önem verdiği için pergelin uçları gönyenin arkasında bulunmaktadır, gönye ön plandadır; masonun ruhu maddesel dünya tarafından baskılanır.
Kalfalık derecesinde gönye ve pergel iç içe geçmiştir; pergelin bir bacağı gönyenin önünde, diğeri ise arkasındadır. Maddi ve manevi dünya arasında bir denge durumu söz konusudur ancak çırak evresinden farklı olarak ön planda olan madde değildir.
Ustalık evresinde ise, çıraklık evresindeki durumun tam tersi söz konusudur; pergel gönyenin önünde bulunur çünkü üstat mason mertebesine erişen masonun ruhu madde üzerinde zafer kazanmıştır.
TOKMAK VE ÇEKİÇ
Çekiç; otoritenin en eski ve dünya genelinde kabul görmüş sembolü olarak bilinmektedir. Aynı zamanda mitolojide de oldukça önemlidir; mitolojik tanrı Thor’un çekicinin doğa üstü güçlere sahip olduğu, Thor onu fırlattıktan sonra kendisine geri döndüğü kabul edilmektedir.
Masonlukta da farklı şekillerde ve çeşitlerde çekiç sembolü kullanılmaktadır. Masonların derecelerine göre farklılaşan çekiç sembolleri, çıraklık dönemiyle birlikte masonların hayatına girmektedir.
Çıraklık seviyesindeki masonların çekiç amblemi duvarcı çekicidir. Operatif masonların duvarların sert ve köşeli kenarlarını yontmak amacıyla kullandıkları bir alet olarak bilinmektedir.
Ancak hür ve kabul edilmiş masonlar için bu aletin simgelediği şey çok daha manevi ve kutsaldır. Duvar çekici nasıl ki, sert ve köşeli duvarları yontuyorsa, çıraklık seviyesindeki bir masonunda ruhunu ve kalbini ehlileştirmesini; kötü ve aşırılık içeren davranışlarını törpülemesi gerekmektedir. Mason, bu aletin sembolik anlamını düşünüldüğünde ruhunu yapılandırmaya başlamıştır.
Tokmak ise masonlar arasındaki düzeni ifade etmektedir. Sembolik anlamı keskidir; eğitim ve disiplin anlamına geldiği kabul edilmektedir.
Nasıl ki çekiç ve keski bir araya gelince sert duvarlar yontulabiliyorsa; mason kardeşliğinin düzeni ve öğretileri içerisinde çırak mason da kalbini ve ruhunu yeniden yapılandırabilir. Tokmak; düzensizlikleri gidermeyi, kişinin bilgi seviyesini arttırmayı sağlamaktadır.
Kişinin aydınlanması, tutkularından ve ihtiraslarından sıyrılması, kıskançlık duygusunu törpülemesini ifade etmek için bu semboller metafor olarak kullanılmıştır.
MALA
Üçüncü derecedeki masonların kullandıkları sembollerden bir tanesidir. Temel semboller gibi kökeni operatif masonluğa dayanmaktadır.
Taş ve duvar işçileri inşaat sırasında, taşların ve duvarların aralarına harç koyup mala ile düzleştirirlerdi; böylece yapı bir bütün haline gelerek daha sağlam bir hal alırdı. Spekülatif masonlukla beraber, mala figürü de diğer figürler gibi soyut anlam kazanmıştır.
Mala; kardeşlik arasındaki bağın ahlak, fedakârlık, gizlilik, sevgi ve kardeşlik duygularıyla güçlendirilmesi anlamında sembolleştirilmiştir.
Üstat masonluk derecesiyle ilişkilendirilmesinin açıklaması ise şu şekilde yapılmaktadır; “çırak gerekli malzemeleri hazırlar, kalfa malzemeleri uygun şekilde bir araya getirir, usta ise mala yardımıyla onları harçlayarak birbirine bağlar.”
Beş Köşeli Yıldız / PENTAGRAM
Esrarengiz anlamları sebebiyle beş köşeli yıldız tarih boyunca bir çok gizli topluluk tarafından yaygın olarak kullanılan sembollerin başında yer almaktadır.
Pentagramın kötü şöhreti çok eskiye dayanmaktadır; orta çağda şeytanın işareti ve büyücülük simgesi olarak bilinmekteydi. Masonların da birçok ritüelinde, ritüelin düzenlendiği masonluk derecesinin öğretisiyle birlikte kullanılmaktadır.
Masonlukta pentagram kullanımı, genellikle tek başına olmamaktadır. Farklı bir sembolle birlikte ya da harflerle kullanılmaktadır.
Öğretinin amacına hizmet eden bu sembolün masonlar için tam olarak ne anlama geldiği bilinmemektedir ve bu yüzden tartışmalara açıklığını korumaktadır.
Sembollerde beş köşeli yıldızın kullanılması; Masonluğun şeytani bir örgüt olarak düşünülmesinin arkasındaki en kuvvetli gerekçelerden birini oluşturmaktadır.
ASLAN
Aslanın gücü ve egemenliği temsilen kullanılması, eski ve yeni dünyada oldukça yaygındır. Masonlar tarafından da aslan, hayvanlar içinde en kudretli olarak kabul edilendir.
Antik Mısır döneminde tanrısal gücü olduğu düşünülen aslanlar, bir çok figürde de yerini almıştır. Mutlak hâkimiyet ve egemenlik sembolü olarak, Mason sembollerinde de sıklıkla görülen aslan figürü üstat masonluk seviyesinde kullanılır.
Ortaçağ efsanelerinde ölümsüzlük anlamına da gelen aslan figürünün mason kardeşliğinin devamını, gücünü, etkisini ve sürekliliğini ifade ettiği kabul edilmektedir.
Diğer bir yorumlama şekli de; aslan figürünün üstat masonun ruhu ve ihtirasları üzerindeki hakimiyetinin temsil edildiği yönündedir.
APRON- ÖNLÜK
Operatif masonlukta apron ya da önlük, İşçilerin korunmak için giydikleri bir giysi olarak bilinmektedir.
İş başındayken koruyucu özelliklerinin arttırılması adına, büyük keçe parçalarından yapılan apron, spekülatif masonların kullandıklarından yapıca oldukça farklıdır.
Simgesel olarak aynı anlama gelse de spekülatif masonların giydikleri apronlar boyut olarak küçülmüştür.
Duvar işçilerini korumasıyla, geçmiş dönemde doğruluğun uluslararası simgesi olarak kullanılmıştır ve mitolojik efsanelerde de yerini almıştır.
Hür masonlar için bu önlükler masumiyeti ve saflığı simgeler bu sebeple diğer önemli sembol olan kuzu figürü ile bağlantılı bir şekilde uygulanmaktadır; apronlar kuzu derisinden yapılmaktadır.
Operatif masonluktaki üç temel masonluk derecesinin (çıraklık, kalfalık ve üstatlık), spekülatif masonlukla ve felsefi derecelerin oluşturulmasıyla (masonluğun felsefi dereceleri; ritler) artması, bu önlüklerin renklerinin ve üzerindeki desenlerin değişmesine sebep olmuş ve dereceler yükseldikçe yapıldıkları malzeme de değişikliğe uğramıştır.
Diğer bir deyişle, Mason kardeşliğindeki derecelere göre apronların giyilişleri, üzerindeki motifler ve kullanılan renkler farklılaşmaktadır.
MASONLUĞUN 1.DERECESİNİN SEMBOLLERİ – ÇIRAKLIK
Kuzu; Hür masonlukta, Hristiyanlık‘ta da olduğu gibi kuzu masumiyet ve saflığın sembolü olarak kabul edilir. Her yaşta kuzunun masum olduğu düşünülür ve bu sebeple masonlar törenlerde kuzu derisinden yapılma apron denilen önlükler giyerler.
Masonluğun ileri seviyelerinde ve şövalyelik derecelerinde kuzu; İsa Mesih’in sembolü olarak kullanılmaktadır.
Jacob’ın Merdiveni; Tüm masonların nihai yolculuklarının sonunda cennete ulaşmayı hedeflediklerini ve bunu dini bir merdiven aracılığıyla yapacaklarını tasvir eden bir semboldür.
Merdiven 3 basamaklı olursa, cennete ulaşmak için sahip olunması gereken 3 erdem vurgulanır; inanç, umut ve yardımseverlik. Bu erdemler; masonların en çok üzerinde durdukları ve insanlığın daha iyiye gitmesi için sahip olmayı amaçladıkları değerler arasındadır.
Genellikle sembollerde 3 basamaklı merdiven görülse de bazen merdiven 7 basamaklı olarak da çizilmiş olabilir. Bu sembolde, fazladan 4 basamak ise inanç, umut ve hayırseverlik erdemlerine ek olarak; yüreklilik, tedbirlilik, ölçülülük ve adalet erdemlerinin sembolleştirilmesi olarak kabul edilir.
Daire İçinde Nokta; Çember içinde nokta, masonluğun en önemli sembollerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu sembolün; evrenin ve güneş sisteminin antik sembolizmiyle yakından ilgili olduğu düşünülmektedir.
Dairenin içindeki noktanın kardeşlik üyesi bir bireyi temsil ettiğine inanılır. Dairenin sınırları ise kardeşlik üyesi bireyin insanlığa ve Tanrıya karşı görevlerini temsil eder.
MASONLUĞUN 2. DERECESİNİN SEMBOLLERİ – KALFALIK
G Harfi; G Harfinin sembolleştirilmesi, masonik localar arasındaki en tartışmalı konulardan birisidir.
Bazı localara göre G harfi, “God” yani Tanrıyı, ölümsüzlüğü ve yüce gücün varlığını ifade eder; bu bağlamda “her şeyi gören göz” ile benzerlik taşımaktadır.
Ancak her masonik loca G harfine aynı anlamı yüklememektedir. Bazı localar G harfi ile geometriyi sembolleştirirken bazıları da; marifet, nesil, mühendislik ve kütle çekim anlamlarını yüklemektedir.
Bu farklılıklara rağmen genel olarak G sembolünün tanrı ve geometri kavramlarına atıfta bulunduğu kabul edilmektedir.
Shibboleth, Parola; kalfalık derecesinin amblemi ve gizli parolasıdır. Aynı zamanda İncil’de geçen bir hikayenin kilit sözcüğü olarak da bilinmektedir.
İbranice dilinde farklı anlamlara gelmektedir; başak, barış ve ırmak geçidi manasında kullanılabilir. Eski dönemde Gilead ve Epraimite toplulukları arasında meydana gelen bir savaşın parolası olarak kullanılmıştır, kelimenin telaffuzunu sadece Gilead topluluğu doğru yapabiliyordu ve düşmanlardan bu şekilde ayrılıyorlardı.
Masonluk ile bu kelimenin bağlantısı farklı şekilde yapılmaktadır ancak en çok kabul göreni sembolün dayanışmanın önemini vurguladığı yönündedir.
MASONLUĞUN 3.DERECESİNİN SEMBOLLERİ – ÜSTATLIK
Her Şeyi Gören Göz (Masonik Göz); Masonlar tarafından kullanılan semboller içerisinde belki de üzerinde en çok konuşulan ve en çok söylentinin olduğu semboldür “her şeyi gören göz”. Bu amblem dünyanın her yerindeki mason localarında bulunmaktadır.
İlahi gücün varlığını temsil etmektedir; ilahi gücün somut olmasa da varlığının inkar edilemeyeceği “masonik göz” ile sembolleştirilmiştir. Locaların bir kısmında ilahi gücü temsilen G harfi kullanılsa da masonik göz de aynı anlama gelmektedir ancak sanatsal olarak daha çarpıcı bir versiyondur.
Kalp ve ruhu gören, “Evrenin Ulu Mimarı” masonlar tarafından bu sembol ile anılmaktadır. Evrenin Ulu Mimarı’nın herkesi gördüğünün ve koruduğunun sembolüdür.
Bu sembolün kökeni antik çağlara kadar gitmektedir. Antik Mısır’da bir gözü ay bir gözü güneş olan tanrı, Horus’un gözü olarak bilinmektedir.
Horus’un bir gözünün ay olmasıyla geceleri, bir gözünün güneş olmasıyla da gündüzleri olan her şeyi gördüğüne inanılırdı. Horos’un güneşi temsil eden sol gözü manevi olarak, vicdanı ve vicdanın gözünden bir şey kaçmayacağını sembolize etmektedir.
Güneş, Ay ve Yıldızlar; Cenneti anımsatan bu simgeler, Masonlara ait halılarda, resimlerde, binalarda ve benzeri yapılarda görülmektedir. Bu simgeler “her şeyi gören göz” ile ilişkilidir.
Evrenin Yüce Mimarı’nın kudretini, affediciliğini ve adaletini temsil etmektedir.
Üç Basamak; Üstat Mason derecesinde Üç Basamak sembolü ile anlatılmak istenen masonlukla birlikte insan hayatının değişeceği ve tecrübe kazanıldıkça gerçek mutluluğa erişileceğidir.
Bu sembol gençliği, olgunluğu ve yaşlılığı sembolize etmektedir. Çıraklık evresinde yani gençlik dönemin masonlar, zihinlerini ve ruhlarını eğitmeye başlarlar ve öğrenmek için çok çalışırlar.
Kalfalık evresinde yani olgunluk döneminde çıraklıkta edinilen bilgilere göre tanrıya, kendilerine, vatanlarına, komşularına ve ailelerine görevlerini yerine getirirler.
Üstatlık evresinde ise verimli ve yararlı geçirilmiş bir hayat yaşamanın verdiği mutlulukla, umutla ölürler. Bu sembolde, masonluğun her bir evresi, birer basamak olarak tasvir edilmiştir.
Öklid’in 47. Problemi; Aynı zamanda Pisagor Teoremi veya Öklid’in 47. Önermesi olarak da bilinir. Bu sembol masonlar arasında oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu sembolle masonların birliği, dürüstlüğü, hayırseverlikleri ifade edilmektedir. Sembolle; bu ilkelerin masonlar için vazgeçilmez olduğu ve hiçbir zaman değişmeyeceği ile ilgili felsefi bağlantı kurulmuştur.
Arı Kovanı; İş gücü masonların temel öğretisi olarak kabul edilmektedir; arılar ve arı kovaları iş birliğinin ve birlikte çalışmanın sembolü olarak bilinmektedir.
Operatif masonluğa gönderme yapan bu sembol, duvar işçilerinin durmadan çalışmasının sembolleştirilmesi olarak kabul edilir.
Spekülatif masonlukla birlikte “ülkü mabedi”nin inşası amacına da ancak arılar gibi birlikte ve azimle çalışılırsa ulaşılabileceği düşünülmektedir.
Tütsü Çömleği; Virginia eserlerine göre, tütsü yanan çömlek, saf kalbi temsil eden bir amblemdir. Tanrı için fedakarlık yapmaya her zaman hazır olunması ve Tanrıya duyulan minnetin göstergesi olarak kabul edilir.
Çapa ve Ark; Çapa ve ark sembolleri masonlar için umut ve iyi yaşanmış bir hayatı temsil etmektedir. Hayat denize benzetilir; inişli çıkışlı bu hayatta emniyette olunması için arka, zor durumlarda güvenli kalabilmek için çapaya ihtiyaç duyulduğu sembolleştirilmiştir.
Çapa zor zamanlarda kişilerin sarılacağı umut olarak kabul edilir. Umudun ruhun çapası, arkın ise kalp olduğu simgelenmiştir.
Kılıç ve Kalp; Kılıcın kalbe yaklaştığı bu sembolle anlatılmak istenen er ya da geç adaletin yerini bulacağıdır. Her şeyi gören göz; düşünceleri, söylenenleri ve yapılanları görür ve duyar bu sebeple kimse niyetini ondan saklayamaz; herkes nihayetinde niyetine göre yargılanacaktır.
Tokalaşma Figürü; Yıldız içinde tokalaşan iki el sembolüyle yardımlaşma, yemin ve sadakat ifade edilmektedir. “Eğer mason kardeşliğine üye birisinin yardıma ihtiyacı olursa diğer masonlar ona yardım etmelidir.” öğretisiyle paralellik taşımaktadır.
Kürek, Tabut ve Akasya Ağacı; Ölüm ve ölümsüzlük sembolleri olarak Hiram Abif’in ölümünün sembolik olarak canlandırıldığı üçüncü masonluk derecesindeki ritüellerde kendini gösterir.
Bu üç sembolün içerisinde en önemlisi akasya olarak bilinmektedir. Akasya dini veya modern konseptli ritüellerde kullanılan, sembolik bir bitkidir. Masonlar için de önemi oldukça büyüktür.
Üstat masonlar tarafından, ruhların ölümsüzlüğünü tasvir etmek için kullanılmaktadır.
Ölümsüzlüğün sembolü olarak görülmesinin sebebi her zaman yeşil kalan yapraklarıdır ve “evrenin ulu mimarının” kudretinin bir yansıması olarak düşünülmektedir.
Akasya ağacının bir diğer anlamının da masumiyet olduğu düşünülür.
[rwp-review id=”0″]