Su Kirliliği Nedir?
Su doğal kaynak içinde suni olarak elde edilmesi imkânsız mucizevi bir nimettir.
Genel dünya kaynakları açısından bakıldığında da verimli su kaynaklarının kıtlığı suya ve su kaynaklarının korunmasına karşı daha bir hassas olunması gerektiği açıktır.
Yani su kaynaklarının yok olması, kirlenmesi diğer kaynakların örneğin petrolün azalması ya da yok olması gibi değildir. Suyun yok olması canlılığın tümünün dolayısı ile insan yaşamının yok olması anlamına gelecektir.
Doğada su döngüsü adı verilen doğal bir döngü vardır. Her yıl belirli miktarda su buharlaşır ve buharlaşan su aynı miktarda dünyanın çeşitli yerlerine yağmur olarak iner. Bu devinin suyu saflaştırır ve tatlı su kaynaklarının beslenmesini sağlar.
Suyu kirletmek buharlaşan suyu da kirletmek anlamına geleceğinden yağan yağmurlar asit yağmuru halini alır. Bu su kaynaklarının kullanılmaz hale gelemsi ve yağmurun toprağı öldürmesi anlamına gelecektir.
Yer üstü ve yer altı su kaynaklarının etkin kullanımı bu kaynakların korunmasından geçmektedir.
Sadece tatlı suların değil deniz sularının kirletilmesi de aynı şekilde tüm doğal devinimi bozmakta ve canlı yaşamını tehdit etmektedir.
Bilinenin aksine havadaki oksijen dengesi denizlerdeki azot çevirimi yapan mikroskobik canlıların varlığı ile mümkünüdür.
Ormanlar bu çevirime çok küçük bir katkı sağlar.
Denizlerin kirlenmesi, canlı türlerinin soylarının tükenmesi kara yaşamının da yok olması anlamına gelmektedir.
İnsanlardaki duyarlılığı arttıracak programların, eğitimlerin tüm dünya çapında sürekli tekrarlar halinde yapılması ve bunun bir kültür olarak topluma kazandırılması devletlerin asli görevidir.
Bu konularda yapılan çalışmaların, denetlemelerin, kanunların daha fala yapılması ve uygulanması çok önemlidir.
Su Kirliliğinin Nedenleri ve Çözümleri
Sanayi, endüstri ve evsel atıklar sürekli içme suyu kaynaklarımızı kirletmektedir. Endüstriyel atıkların sulara verilmesi, kanalizasyon atıkları, tarımsal amaçlı kullanılan suların kimyasallar ile zehirli atıklar halini alması, nehirlerin ve gölerin kimyasal atıklar ile doldurulması, nehir ve göl yataklarını besleyen kaynakların hızla tüketilmesi canlılığın yok edilmesinin önlenmesi gerekmektedir.
Denizlerin doğal yaşam koşullarını bozmadan faydalanmak, teknolojiyi bu yaşamın korunması için kullanmak önemlidir. Ulaşımdan, beslenmeye, taşımacılığa kadar pek çok alanda kullanılan denizlerin korunması oradan beslene kara canlılarının korunması anlamına gelir.
Buda insanlığın korunması demektir Denizlere veya tatlı su kaynaklarına salınan atıkların arıtma, damıtma ve filtreleme işlemlerinin yapılmasını sağlamak çok önemlidir.
Özellikle petrol ve petrol ürünlerine dayalı olarak üretilen mamullerin kontrolü veya mümkün olduğu kadar geri dönüşümü, damıtılması, arıtılması ve bunların kontrollü olarak salınması önemlidir.
Suların bakterilerden, virüslerden ve spor ile mantarlardan hastalığa sebep olacak canlılardan doğal yollardan arıtılması çalışmalarına ağırlık verecek yatırımların hızlandırılması gerekmektedir.
Ölmüş hayvan ve bitki atıkları ile oluşacak kirlenmenin önüne geçilmesi gerekmektedir. Çeşitli sanayilerde kullanılan kimyasal maddelerin kullanımı yasaklamak veya alternatif doğal ürünlerinin kullanımına ağırlık vermek gerekmektedir.
Örneğin altın aramada kullanılan siyanür gibi, diğer ağır sanayi atıkları olan ve yok edilmesi zor olan arsenik, fenol, krom, kadmiyum gibi ağır kimyasal madde üreten tesislerin çok sıkı kontrol edilmesi gerekmektedir.
Evsel ve kimyasal atık yağlar, ağır sanayi yağları, yağ asitleri maddelerin sulara karışmasına engel olunmalıdır. Sentetik deterjanların yerine doğal deterjanların kullanılması özendirilmelidir.
Nükleer atıkların denizlere ve toprağa gömülmesine engel olunmalıdır. Yapay gübreler yerine doğal gübrelerin kullanımı teşvik edilmelidir.
Termik santraller kurulurken atığı olan atığı olan ısınmış sıvı denetlenmeli ve canlılığı yok edecek tehditlerden arındırılmalıdır.
Alternatif enerji kaynağı olan güneş ve rüzgâr gücünden elde edilecek olan enerji modellerinin geliştirilmesi için daha fazla yatırım yapılmalı ve kaynak ayrılmalıdır.
Doğal kaynak sularının sürekli denetlenerek sudaki yoğunluk, kirlilik, derişim, sertlik, mineral ve anaerobik durumlar sürekli ölçülmeli bir anormallik tespit edildiğinde çözüm üretilip gerekli tedbirler hemen alınmalıdır.
Su havzalarının en az 30 kilometre yakına yerleşim imkânı verilmemelidir.
[rwp-review id=”0″]
bence çok güzel bir bilgi fakat daha kısa olması daha iyi olurdu hepsini yazmak çok zor ve özetlemekte ama bu sayede öğretmenimden çok güzel yorumlar alıyorum teşekkürler