Sara (Epilepsi) Tedavisi
Çok uzun süreli devam edebilen ancak bazı kişilerde belirli bir dönemden sonra sona erebilen epilepside, ilaçlar ile nöbetlerin engellenmesi sağlanabilmektedir.
Verilecek ilacın türü ve dozu nöbet tipi, kilo ve yaşa bağlı olarak değişir.
Sara (Epilepsi) Hastalığının Nedenleri
Karşımızda yine nedeni belli olmayan fakat bazı etmenlerin tetikleyici olduğu bir hastalık var.
Çocukken geçirilen ateşli havaleler, travmalar veya kazalar sonucu beynin zedelenmesi, gebelik esnasında bebeğin gelişimini etkileyen hastalıklar ile anne adayının madde kullanımı, tümörler, menenjit hastalığı, beyin zarı iltihaplanması, enzim eksikliği, kromozom bozuklukları veya doğum esnasındaki oksijenin yetersiz kalması gibi tetikleyici unsurlar sara hastalığının başlangıç aşamasında rol oynayabilirler.
Sara (Epilepsi) Nöbeti
Kişinin kontrol edemediği el, ayak ve vücut titremesi, sersemleşme, şuurun kaybedilmesi, ağızdan gelen köpük, dilini ısırma gibi bulguların gözlemlendiği nöbette tüm bu belirtiler aynı anda görüldüğü gibi birkaçı bir arada da görülebilir.
Tek bir nöbet riskli olmamakla birlikte, arka arkaya devam eden nöbetler yaşam tehlikesi doğurabilir.
Nöbet sırasında etraftaki zararı olabilecek maddelerin uzaklaştırılması, vücut ve başın yana yatırılması, mümkün olduğunda çenenin açık tutulması, yakanın gevşetilmesi, panik yapılmaması, çevrede mümkün olduğunda az kişi bulundurulması, ilaç verilmemesi gerekmektedir.
Sara (Epilepsi) Hastalığı
Beynimizdeki hücrelerin çalışma hızı ve şekli eşsizdir. O denli hızlı çalışırlar ki insanın bunun farkına varması imkansızdır.
Hücrelerin arasındaki elektriksel bağın, birden boşalması nedeniyle ortaya çıkan epilepsi hastalığı toplumda sara hastalığı olarak da bilinir.
Orta çağda ruh hastası olarak nitelendirilen sara hastalarının aslında zihinsen ve duygusal anlamda diğer insanlardan farklı olmadıkları yüzyıllar sonra anlaşıldı.
Günümüzde bu hastalıkla beraber yaşayan insan sayısı o kadar fazla ki, sinirsel ve kontrol altına alınabilen yapısıyla, bu kalabalık kitle normal hayatlarını sürdürebilmektedir.
[rwp-review id=”0″]